Bir.
Burda. İki. Burda. Üç. Burda. Dört. Gelmedi. Kimdi bir, iki, üç, dört..?
Yoklama
kağıtlarının barkotu.
Yetmiş
kişilik sınıfların yumurta kokan esrikliği.
Sokakta
oynamış çocuklardık, evet ne olmuş!
Ben de
ehliyorum kendimi şu zamanların çıkmazında vitesi geri alarak.
Öğürdüğümde
nefesim hâlâ 80'ler karbonu kokuyor.
Kendine
drama yaratan kadınların çoşkulu, asetik çıkmazlarında annemi görüyorum.
Kaderden
kederlenmeyen Genius. Demeter'in laneti üzerime olsun.
Tüm
yarıklar kendine Mobius çıkmazı.
Yarıklara
akın eden fareler rüyada ne anlama geliyor Lucian?
Rüyamda
seni gördüm Lucian babamla sevişiyordun.
Annem
görmesin diye gözlerimi açtım. O da Lacan'la sevişiyormuş.
Yatağın
başucunda duran tırmığı aldım, gözlerimi oydum önce, sonra eşyalara tutunarak
bahçeye çıktım.
Ofelya'nın
sesi geliyordu ormanın derinliklerinden fakat -ben Rimbaud- diye
bağırıyordu.
"Uykuda
bir ağaç uyanır, zaman zaman;
Uykuda
bir ağaç uyanır, zaman zaman;
Uykuda
bir ağaç uyanır, zaman zaman;"
Sürekli
tekrar ediyordu bu dizeyi. Sesi takip etmeye başladım.
Gözlerimden
akan kanın sesini yaprakların inlemesinden dinleyebiliyordum.
Her
adımım uçurumdan aşağı iniyor, düzlüğe çıkıyordu.
Bir
adım, on para ver, bando, on para yoksa beş para ver...
Koşmaya
başladım.
Şen
geldik, şen geldik ... Sesler peşimi bırakmıyordu.
Ellerimi
kulaklarıma kapatıp koşmaya başladım.
Takıldım,
dizlerimin üstüne kapaklandım.
Ellerim
ellerim ...
Jelatinli
bir sıvıya bulandı.
Kokladım,
kokladım… Kokmuyordu.
Kalktım,
derin nefes almaya başladım.
Huh huh
huh...
Daha
önce hiç hangi harflerle nefes alındığını düşünmemiştim.
Ayyayaya coco jambo
ayyayai
Huh huh huh...
Like me like me.
Mememde koca bir ağız
vardı.
Günaydın.
Bir Hermafroditiniz
oldu.