4 Mart 2019 Pazartesi

RENKLİ BİR PAZAR SABAHI

Sıralanan çocuklardık, -ip gibi- dizi dizi..
Bir. Burda. İki. Burda. Üç. Burda. Dört. Gelmedi. Kimdi bir, iki, üç, dört..?
Yoklama kağıtlarının barkotu. 
Yetmiş kişilik sınıfların yumurta kokan esrikliği. 
Sokakta oynamış çocuklardık, evet ne olmuş! 
Ben de ehliyorum kendimi şu zamanların çıkmazında vitesi geri alarak. 
Öğürdüğümde nefesim hâlâ 80'ler karbonu kokuyor. 
Kendine drama yaratan kadınların çoşkulu, asetik çıkmazlarında annemi görüyorum. 
Kaderden kederlenmeyen Genius. Demeter'in laneti üzerime olsun. 
Tüm yarıklar kendine Mobius çıkmazı. 
Yarıklara akın eden fareler rüyada ne anlama geliyor Lucian? 
Rüyamda seni gördüm Lucian babamla sevişiyordun. 
Annem görmesin diye gözlerimi açtım. O da Lacan'la sevişiyormuş. 
Yatağın başucunda duran tırmığı aldım, gözlerimi oydum önce, sonra eşyalara tutunarak bahçeye çıktım. 
Ofelya'nın sesi geliyordu ormanın derinliklerinden fakat -ben Rimbaud- diye bağırıyordu. 
"Uykuda bir ağaç uyanır, zaman zaman;
Uykuda bir ağaç uyanır, zaman zaman;
Uykuda bir ağaç uyanır, zaman zaman;"
Sürekli tekrar ediyordu bu dizeyi. Sesi takip etmeye başladım. 
Gözlerimden akan kanın sesini yaprakların inlemesinden dinleyebiliyordum. 
Her adımım uçurumdan aşağı iniyor, düzlüğe çıkıyordu.
Bir adım, on para ver, bando, on para yoksa beş para ver...
Koşmaya başladım.
Şen geldik, şen geldik ... Sesler peşimi bırakmıyordu. 
Ellerimi kulaklarıma kapatıp koşmaya başladım.
Takıldım, dizlerimin üstüne kapaklandım.
Ellerim ellerim ... 
Jelatinli bir sıvıya bulandı. 
Kokladım, kokladım… Kokmuyordu. 
Kalktım, derin nefes almaya başladım.
Huh huh huh...
Daha önce hiç hangi harflerle nefes alındığını düşünmemiştim.
Ayyayaya coco jambo ayyayai
Huh huh huh...
Like me like me.
Mememde koca bir ağız vardı.
Günaydın.
Bir Hermafroditiniz oldu.