Düzensiz tipler bilir, atölyede bir şey ararsınız fakat bulunmaz günlerce. Ama karşınıza öylesine karaladığınız şeyler çıkar. Bunlar da karbon kağıtlarına karaladığım öylesine şeylerden.








Her şeyi yarım bırakma alışkanlığımın eskiye dayandığını tekrar görmek. Resim çantalarından, oradan buradan çıkan tamlanamamış karalamalar, eskizler... Fakat hâlâ aradığım çizimi bulamadım. Yeniden çizsem zihnimde kalan haliyle o olmayacak.







































































Bunlar da 2001-2005 arası, orijinal hiç bir resim görmeden kataloglardan yapmaya çalıştığım yine bitmemiş röprodüksiyonlar. Akademik anlayışta bu süreçlerden geçmek işin bir parçası fakat zorlanan biri olarak söylüyorum, elinizde ve zihninizde Rene Passeron ile dolaşıyorsanız işler karışıyor. İçten gelen ile dıştan dayatılan arasında Caravagio ve Tintoretto ile takılıyorsunuz ama şunu itiraf etmeliyim ki Caravagio ile kurduğum bağ hala devam ediyor. 










Piero della Francesca'nın, The Duke and Duchess of Urbino tablosunun röprodüksiyonunu yapmayan sınıf geçemiyordu:) Floransa manzarası olmadan portre olmaz:) Hepsi görmeyi öğrenelim diye:) Tonelin yarımlığı çok fazla anlaşılmasa da, renklisine dayanamadım artık. O da kıyıda köşede şu an bu hali ile duruyor ama dokunacağım bir ara ona da. 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder