4 Aralık 2020 Cuma

içimize batar


 çocukluğumuzdan gelenler 

 dönüp dolaşıp içimize batar 

 en korunaklı sığınak 

 anne eteğinin altıyken

 mağaralara saklandık

 evlere, gökdelenlere

 basit bir ürperme

 koca cinayetler

 imleyeceğiz dedi senyör

 hiçbir şey 

 bu kadar çıplak olmamıştı


 

4 Eylül 2020 Cuma














Birol Ünel'i birçok kişi gibi 2004 yılında Duvara Karşı filmiyle tanımıştım. Bu fotoğraf yirmi yaşında ilk kez aile evinden ayrılıp yaşadığım aynı zamanda atölyem olan çatı katında çekildi. Fotoğrafı bu şekilde filtrelemişim ve filtresiz hali arşiv CD'lerinde ulaşılamaz halde. Yaklaşık dört ay önce toparlama yaparken bu fotoğraf çıktı karşıma. Fotoğraftaki kadrajda babamdan kalma plaklar, kızılderili barış halkaları, kuş tüyleri, boyalı ellerimi cama yapıştırdığım izler, gazete kupürleri, kupürlerden biri Radikal gazetesinin Birol Ünel ile ilgili yazdığı bir yazı. Yazı kime ait hatırlamıyorum, başlık ''Özyıkımın Yeni Yüzü'' diye atılmıştı. Onu tanıdığım ''Duvara Karşı'' filminde perdenin yokluğunu o kadar hissetmiştim ki içi dağıtan rolün ona yazıldığı çok belliydi. Öyle olur ya kendiliklerinizden bir parça görür yansıtırsınız, Fatih Akın da öyle yapmış sanırım, gizli öznesi Birol Ünel. İtiraf etmeliyim ben de gizli öznemin bir parçasını onda bulmuştum o yaşlarda. Kesip yapıştırdığım o kupür, o çatı katında tüm yaralarımı sağaltmaya çalıştığım (başaramadığım), saçmalamanın hakkını verdiğim o günlerde bana refakat etti. Çok sevdiğim bir şarkının sözlerinde olduğu gibi ''Dipte olmak değil en kötüsü, Dipte olduğunu sanmak, Ya da dibi varsa'' Dipte olduğumu sandığım o dönemde ayna adamlardan hoşlandım. Kuru, zayıf, çelimsiz, yıkık ama tam tersi adamlar hayatıma müdahil oldu, sadece dış dünya isteyen. Sonra tüm nesneleri yemeğe başladım. Yedikçe öğürdüm kustum. Memelerinden kan gelen kadınlara sığındım zehirlendim. Hayattayım sanrısı içinde cebelleşirken Birol Ünel, hayatını kaybetti spotları geçiyor sosyal medya tribünlerinde. Hayatı kaybetmek...

10 Ağustos 2020 Pazartesi

 

Uçmayı geçtim koşarak gelmek istiyorum
Kim kazmış bu çukurları
Ayaklarım sağlı sollu çukurlarda
Her çukur uzun metraj, bitmiyor... 

yağmur sağanak sırılsıklam olmuşum
siyah şemsiye kafamın üzerinde 
niye
kafam mı kuru olmalı 
alışkanlığımın rezilliği mi
çok bağlamlı kulplu bir sebeple düze çıkmak varken


Görsel: Trudno Byt Bogom
 

24 Mayıs 2020 Pazar

Swallow-Carlo Mirabella-Davis

Fe elementinin kekremsi lezzetiyle patinaj sonrası yapışkanlığı divan altında sakladığım çocukluğumu söktü.

Simge: Fe
CAS numarası: 7439-89-6
Erime noktası: 1.538 °C
Yoğunluk: 7,874 g/cm³
Atom numarası: 26
Atom kütlesi: 55,845 u
Elektron konfigürasyonu: [Ar] 3d64s2


6 Mayıs 2020 Çarşamba

Atölye Günlüğü


Animik boyutta nesnelerin bir hafızası olduğu düşüncesi bana müthiş gelse de düzensiz, koyduğu yeri hatırlamayan, hafızası travma koşullu çalışan biri olarak saatlerce metre aramanın verdiği gerilim zihnime vurdu. Svankmajer evreninde bulamadığım metre ile sonsuz iz düşümler gerçekleştirmenin anomalist formlarla dans etmenin keyfi bir yana, sanayi üretiminde bir takım alet edevata ses algı reseptörü koymalılar, isim kodlaması yapılan bu nesne ismi telaffuz edildiğinde ses çıkarmalı, her nesnenin ayrı bir sesi, tonu olmalı. Geçmişte tanıdığım bir kadın vardı. Bu işi bulamadığı nesnelerin yenisini almakla çözümlemişti, buna evini taşırken tanık olmuştum arada hatırlatırdım daha geçen almıştın bundan v.s. Yenisini almamak için direnip cetvel, mezura gibi şeylerle olayı çözümledim fakat bir de obsesyonla uğraş nerede bu metre diye? Şeytanın satamadan getirmesini bekliyorum.