Eşzamanlı yaşanan hikayeler dizininde yerini bulamamak. Yokluğun kekremsi tadı.
21 Ocak 2022 Cuma
Michelangelo Merisi Caravaggio & R.E.M.
https://www.youtube.com/watch?v=xwtdhWltSIg&ab_channel=remhq
Bir öğrencime ışığı kavraması için Caravaggio'nun bir resminin replikasını yapmasını önerdim. Resmi yaparken oldukça zorlandı ve Caravaggio'dan ders almak istediğini, ben tam idrak etmeye çalışırken bu isteği, sonrasında yaşayıp yaşamadığını sordu. Elinde internet olmasına rağmen bu kadar uzayda olan birini sevdim açıkçası. Evet Caravaggio yaşıyor aslında öğrencim haklı. Bana da döneminin anarşisti katil Caravaggio'u anlatırken R.E.M grubunun bu klibini izletmek düştü.
11 Ocak 2022 Salı
Bir göz içe diğeri dışarı...
Kolaj ile yapılacak olan çalışmalar sınırsızdır fakat bir desen çizmek öyle değildir aksine ilk etapta yapılabilecekler sınırlıdır. Örneğin bir model çalışırken dış göze ihtiyacınız var. İç gözle yansıttıklarınız ise zamanla ortaya çıkar. Model çalışırken tüm içkinliğini aktarmak oldukça zordur. Tekniğin dışında öz olan içkinlik (varlığın yapısına karışmış bulunan, varlığın içinde var olan) teknik anlamda ise üslup iç içe girmelidir. Modellik yapan ile ressam arasında bir sinerji olmalı ki kağıda düşen imge maddeden kendini sıyırmış olsun. Aksi yönde içkinlik sağlanmamış bir modeli çizmek ruha acı verir ve zamanla kağıda düşen imge çamurlaşır.
9 Ocak 2022 Pazar
2 Ocak 2022 Pazar
Rene Magritte, La Reproduction Interdite Resmine Atıf Rüyası
Alarm çalıyor ilacımı içip biraz daha uyuyorum son alarm sesinde zar zor kalkıp her günkü rutin şeyleri yapıyorum. Bağırsaklarımı ve idrar torbamı boşaltıp, yüzümü yıkıyor, dişlerimi fırçalıyor giyinip sıfır yedi kırk beş vapuruna kendimi atıyorum ve ardından otobüse. Bu her iş günümde tekrarlanıyor. Yüzleri izliyorum yüzlerim gibi. Hepsi biraz ben, ben biraz hepsi. Çarkın dönmesini sağlayıp, çark olma hayaliyle güne başlayan kalabalıklar içinde kendine çarpan azınlıklar. Döviz konuşuyor herkes, sanal para umuduyla yırtmayı bekleyenler. Sanat NFT pazarında. Tanışma sitelerinde koca yalnızlık öyküleri. Bugün kaç kişi intihar etti? Kaç aşk cinayeti işlendi? Bugünü tüm geçmiş ve geleceğe kolajlıyor ve zamanda bir yarık açıyorum. Yarıktan sızan tüm seslerle çığlık atıyorum. Bir sağır gibi konuşanların sadece dudaklarını okuyorum. Söylenenlerle dudaklar birbiriyle örtüşmüyor. Zihnimde dönen şeylere sadık kalıyorum. Şeyleri kavramlara indirgeyemiyorum, şeyler beni ele geçiriyor. Harfleri izliyorum kelimelerden kopuşlarını, bir çekirdeğe dönüşlerini. Pencere gölgelerini dikizliyorum gölgeler içime giriyor, içimde bir yarasa can çekişiyor. Siyah beyaz filmlerin üzerinden tekrar geçiyorum renkli günlere inat. Bir metni kesip kediye su vermem gerekiyor.
Uçurumdan yukarı düşen kar taneleri bedenimi sardı. Tüm şehri dolaşıyor tüm çıkmaz sokaklara giriyorum. Trene biniyor, geride bıraktıklarımı düşünüyor tekrar geri dönüyorum. Sokak lambaları geçiyor hızla, hepsini çentikliyorum. Aynısın diyorlar halbuki hiçbir hücrem aynı değil aynı değiliz değişiyoruz, dönüşüyoruz. Bir köpek gibi kokluyorum her şeyi, kokular hafızamda derin yaralar açıyor, hatırlıyorum. Elimi kalbimin üstüne koyup nefesimi tutuyor, saniyede bir ölen canlıları düşünüyorum. Pedagogların çocukları hapsetmesini izliyorum. Psikiyatristim iyi olduğuma inanmıyor. İyi hal şüpheli bir belirti. Kargalar balkona kondu bir adam onları besliyor. O adam gölge oldu şimdi sureti suretini arıyor. Siyahın tüm renkleri yutuşunu seyrediyorum, kırmızıyı dışarıda bırakarak. Sosyal medya haberleri kadın cinayetlerini yazıyor, erkek cinayetleri kadın cinayetlerinden fazlayken. Ekonomi haberleri borsa ekranları, bitcoinler, başım dönüyor. Rem uykularını seviyorum. Rüyalarımın içinde rüyalar. Bir ucube doğurup onu bağrıma basıp besliyorum, mememden akan kanlı sütle. Klozetteki regl kanımı fotoğraflıyorum sonsuz bir resim döngüsü. Siz senyör kan görünce bayılıyor musunuz? Otomobillerin plakalarına bakıyorum, beyaz bir otomobil plakası. Yaklaştıkça kısalan bir yılana sarılıyorum. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor parkta kimse yok. En kullanışlı sayı üç yüz altmış. Çünkü en çok böleni olan sayı, yani dünya 360 dereceymiş ve midem bulanıyor bu dönüşten. İnsanların çoğu en çok doğa manzarası resimlerini severmiş, bu arkaik bir sevme şekli. Kırk beşinci kattan aşağı bakıyorum, Kadıköy’ün kalabalığı, noktaların birleşip çizgileri oluşturması gibi çizgisel bir şekilde tek yöne doğru akıyor. Bir adam yaşlandım diyor ve bebe şampuanı ile yıkanıyor. Seviyorum onu yaşlanan ruhunu. Dans ediyorum odanın orta yerinde çocukluk fotoğraflarımla. Çöpten topladığım eşyalar arasında evsizleri düşünüyorum. Yavuz Çetin’den O’nun şarkısını dinliyorum. Müziğin ritmi tüm bedenimi sarıyor yükseliyorum. Babamı düşünüyorum uyumsuz, asiliğini…. Göz yaşlarımı şişelerde biriktiriyorum. Kalbimi iki savaş dönemi arasında unuttum, tüm şehvetimle ve tekrarlarımla.