Sis Dağı'nın doruğundan baktım uçurumdan aşağı, sanırım birçok kişiye olmuştur bu his. Sisli, puslu uçurum çağırır gel diye. O an diğer tüm anlardan farklıdır, saliselerin uzayıp koca bir film şeridi olması. Ölmek için çok romantik bir o kadar da dehşet verici bir an. Parçalarını izlersin kendinin kırmızıya boyanmış sis yumağı. Özlediklerin geçer gözünün önünden sessizce yol alır ve yok olur, yokluk üzerine düşünmeye değer filozofum düşün! Sen düşünürken hissettiklerimi dişil sezgisel gücümle analitik kusmuklara akıtırım. Ne çok üstenci bakış, otun bokun otoritesi... Uçurum çekmesi de yarım kaldı yarım kalan diğerleri gibi. Bir anlam bir anlamı nasıl doğurur örümcek sarmalı bu. Yo yo natura değil genetik mutasyon değil mi doktorum? Lobotomi de elzem... Tinimiz dolaşıyor ağrı eşiği çıkmazlarında. Yoğun bakımdan gelen futbol maçı anlatan spiker sesi koridora kadar uzayıp hıçkırıklarla birleşiyor. Ölümle dalga geçen sağlık görevlileri sizi kutsuyorum. Keşke fona vasiyet müziği koysaydınız daha derinden, ya da bir komedi filmi, gider ayak gülelim eğlenelim.
Özel bir hastanenin koridor günlüğünden...
2016