4 Ekim 2021 Pazartesi

Öyle İşte Isidore...

Bağışla, beni yeniyetme; şu anda senin soylu ve kutsal yüzünü seyreden insanı, kemiklerini kıran ve vücudunun her yanından sarmakta olan etlerini parçalayan kişiyi. Hasta usumun bir taşkınlığı mı, düşüncelerime bağlı olmayan, tıpkı avını parçalayan kartalınkine benzeyen gizli içgüdü mü beni bu cinayeti işlemeye yöneltti; ama gene de kurbanım kadar acı çekiyorum! 

Bağışla beni, yeni yetme. Bu garip geçici yaşamdan kurtulunca, sonsuzluk boyu birbirimize karışalım istiyorum; bir tek varlıkta buluşmak istiyorum, ağzım üzerinde ağzının. Ne var ki, bu şekilde, tamamlanmayacak cezam. Şimdi sen parçalayacaksın ben, bir an bile durmadan, dişlerinle, tırnaklarınla. Gövdemi güzel kokulu çiçeklerle donatacağım, bu günah ödeme töreni için; ve ikimiz birlikte can çekişeceğiz, ben, parçalandığım için; sen, parçalandığın için beni...Ağzım üzerinde ağzının. Ey güzel çocuk, yapacak mısın şimdi, sana öğütlediğim şeyi? Sana  karşın, yapasın istiyorum ben, ve mutlu kılacaksın vicdanımı. Böyle konuşunca, bir insanın varlığına kötülük etmiş olacaksın ve aynı varlık sevecek seni, aynı zamanda: Düşünülebilecek en büyük mutluluk. Daha sonra hastaneye yatırabilirsin onu; çünkü kendi hayatını kazanacak durumda olmayacak bu kötürüm. İyi insan, diyecekler sana, ve defne çelenkleri, madalyalar gizleyecek çıplak ayaklarını, bir büyük mezarın üzerine yayılmış, yaşlı suratlı. Ey sen, suçun kutsallığını kutsayan bu sayfaya adını yazmak istemediğim, biliyorum ki evren kadar uçsuz bucaksız bağışlaman. Ama ben hâlâ varım!


12 Haziran 2021 Cumartesi

Kapatın Bu Şehri


Nerede uyandığımı bilmiyorum

Hangi rüyanın eşiğine gelsem 

Gerçeğe uyanmam için 

Birkaç rüyadan geçmem gerekiyor

İki yılan yıktı tüm tabuları

Arı kovanında topal kraliçe arının hükümdarlığı

Karışıyor zihnim, bulanıyor

Hangi masalın kapısına gelsem

Kilitli kapılar 

Alarm sesleri ile güne başlayan uykusuz bedbaht

Geceleri örtün üstüme, pak

İstasyonlarda diş çürükleri

Rögar kapağını kemiren fareler

Bir kareden öteye gidemeyen yorgun bacaklar

Bu şehir kimin ahını aldı

Kapatın gözlerini son nefesini çoktan verdi

Kaç atom parçalanacak daha

Kaç kez duyar eşiğimiz sınanacak

Kapatın bu şehri fahişeler nöbet tutsun


12.06.2021 




 

7 Haziran 2021 Pazartesi

İki Balık

 

Ben şimdi hangi seslerin, renklerin, sözcüklerin 

Hangi dolaylı tümcenin arkasından anlatayım özlemimi
Rüzgar yüzüme vurduğunda, yağmurun kasvetinde 

Simsiyah bulutların geçişinde bir merasim
Rutinlerimin can sıkıntısı yokluğun
Gitar seslerinde sen kırmızı
Siyah ve kırmızı birbirine uzak
Ben bir çizgi çektim, üzerine kargalar tünedi 

Cebine taşlar koydum zamanın sayılırlığına karşı

Aynı metrekarede milyonlarca uzak ışık yılı
Bir balkon çıkmazında saklı yüzün, odalarda
Rüyalarımda saklambaç
Kokular alıyorum ardından baktığım
Başka bedenlere dar
Vudu bebeği beyaz otomobil çıkmazında
Tüm plakalar yitik
Tüm hesaplar kaçak göçek
Son sözcük mutluluk mu
Onu orada bıraktım, tortusuyla sürtünme hızı
İki balık okyanusta yem


7.06.2021

3 Ocak 2021 Pazar


      şimdi nasıl duruyorsun
      evet şimdi
      yüreğin ağzından çıkarken
      kusmuğa boğulduğun tüm zamanlardan kalan
      geniz yanması 
      yutkundukça tekrar korkusu