21 Ekim 2021 Perşembe
Hiç
Eski taş aynaya yansıyan buğulu bir kadın silueti, zar zor seçiliyor aynanın üzerindeki yazılardan. Okumaya çalışıyor fakat anlam veremiyor genç adam, harfler, sanki rastgele savrulmuş, anlamlarından öte kayıp. Yazılar adeta kadının vücudunla bütünleşmiş, meme uçlarından göbeğine inen tattoo motifleri misali. Tuttuğu kapı tokmağını sessizce bırakarak yerine, bu loş odalı dairenin kapı aralığında öylece kalmıştı genç adam.
Odadaki ışık Saint Antoine Kilisesi’nden yansıyan vitraylı pencerenin yansımasıydı. Adam sessizce kapıdan ayrılıp, bir alt kattaki dairesine gitmek üzere merdivenleri parmak uçlarıyla inip, dairesinin salonundaki pencereden kiliseyi seyre koyuldu. Renkli vitraylı pencerede, içeriden gözüken İsa İkonası, belli belirsiz, dikkatlice bakıyor, üst katta gördüğü kadının bedeniydi yansıyan cama. İç içe giriyor görüntüler renkli vitraylı camda. Kadın İsa, İsa kadın oluyor, mitostan çıkagelmiş Hermafrodit.
Kadın, sakladı yine kendini, fotoğraflara sıkışıp imajinasyon beyninin yalnızlığında kaldı. Afrikalı bir yerlinin söylediği sözcüklere, tanrıyla mephistofales konuşması cevap verdi. ‘’ ne ararsın kadınım. ‘’ Kadın aradığının farkında, ne olduğunun da, ne gazete sayfalarındaki fotoğraflar ne dirajelenmiş tarihi geçmiş sözcük oyunları. Kadının açlığı bedene sığmadı. Koca bir delik müstehcenden öte.
14 Ekim 2021 Perşembe
Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
Didem Madak
Kayıt Tarihi : 19.9.2002 22:13:00
Kelebek
Sertan Keskin
KELEBEK
Bir kelebeğin rüyasında
görülürüm
Öper beni o da usulca
eğilerek
Rüyamda bu kez düşerim
peşine kelebeğin
Mısır’a gitmiş gibi
olurum
Bir yılan gibi derimi
değiştirerek
Hayır hayır bir prens
değilim ben
Kurbağa olmam da epey
şüpheli
Şunda anlaşalım, bu
aynada bir şeyler var
Bakanla görünen
birbirinin aynı değil
Lineer bağımsız rüya
âlemleri hikâyesi bu
İki vektörün birbiriyle
dik çarpımı gibi
Zaman üç defa çalar
kapımı
Ne olacak, ne oluyor,
ne olmuştur
Ve bilirim uzatacak
olsam ellerimi
Gövdeyi tutacak gibi
olurum
Ama uçmak çoktan
kaybolmuştur