14 Eylül 2023 Perşembe

Sen Uyurken

sen uyurken şiirler yazdım
fotoğraflarda yüzlerini karaladıklarıma dönüşeceğimi sanmadan
annemin kırmızı geceliğine teşekkür ederken
bilemedim annesinin mavi geceliğini
barok şemsiye altında kutsadım tüm kadınlarımı
sen uyurken tekrar ettim belleğimi
geride bırakılan birkaç imgeye sarıldım
bizimki yoksul yokuşu değil 
yoksun yokuşuydu
kar yağdığında korunaklı
sen uyurken gözyaşı döktüm
bağlanmana, yalnızlığına, rutinlerine 
tüm ademlerime
gözlerini oydum yetişkin oyuncaklarımın
tene, kokulara tüm duyarlara
sen uyurken dünya dönmeye devam etti
rüyalardan kısa
gerçeküstüne yakın gerçeğe uzak
böyle bir aralıkta sonsuz işareti
sen  uyurken kayıplar oldu
yaslar yasına dönüştü
bilemedim yoğun bakım ünitesinde olduğunu
ve o şarkıyı dinlediğini







9 Temmuz 2023 Pazar

Uçurum Çekmesi

Sis Dağı'nın doruğundan baktım uçurumdan aşağı, sanırım birçok kişiye olmuştur bu his. Sisli, puslu uçurum çağırır gel diye. O an diğer tüm anlardan farklıdır, saliselerin uzayıp koca bir film şeridi olması. Ölmek için çok romantik bir o kadar da dehşet verici bir an. Parçalarını izlersin kendinin kırmızıya boyanmış sis yumağı. Özlediklerin geçer gözünün önünden sessizce yol alır ve yok olur, yokluk üzerine düşünmeye değer filozofum düşün! Sen düşünürken hissettiklerimi dişil sezgisel gücümle analitik kusmuklara akıtırım. Ne çok üstenci bakış, otun bokun otoritesi... Uçurum çekmesi de yarım kaldı yarım kalan diğerleri gibi. Bir anlam bir anlamı nasıl doğurur örümcek sarmalı bu. Yo yo natura değil genetik mutasyon değil mi doktorum? Lobotomi de elzem... Tinimiz dolaşıyor ağrı eşiği çıkmazlarında. Yoğun bakımdan gelen futbol maçı anlatan spiker sesi koridora kadar uzayıp hıçkırıklarla birleşiyor. Ölümle dalga geçen sağlık görevlileri sizi kutsuyorum. Keşke fona vasiyet müziği koysaydınız daha derinden, ya da bir komedi filmi, gider ayak gülelim eğlenelim.


Özel bir hastanenin koridor günlüğünden...

2016

30 Nisan 2023 Pazar

Derinlik Sarhoşluğu


Rüzgarın asıldığı evler

Hışırtılar ve tıkırtılar içinde

Ölülerin bataklık izmleri

Önü ilikli cübbelerin ceplerinde eller saklı

Burnu kanamış mevsimlerin

Ki...

Mevsimler buharlaşmış tende

Tamlandım sandım beden çıkmazlarında

Bir elma ısırığında zehirlendi kara orman

Kral yollarına giden tren damıttı yalnızlığı

Çoklu evren, distopik panjurlardan sızdı

Kanayan burnunu izledim

Ölürken izlenmenin doyumu

Yas tutuyorum yaşadığıma

Öldüğüne değil

Bebeklerin siyah beyaz kırmızı evreni

Yalancı emzikleri söğürüyor

Anne sütünden yoksun incir sütüne müptela

Taşın sırrı elzem

Yağmurum suretinde asıldı bir şemsiye

Sandıklar yutuyor pusulaları

Sis çöktü güneş görmeyen yerlere

Nadasa bırakıldı yine kalpler

Sakin bir akşamüstü yırtık bir fotoğrafta

Tamlandı imgelem

Düsturu italik sarkaçlarla eşdeğer

Ne çok anlattı yazar noktasız

Hangi sen ele verecek kendini


14 Nisan 2023 Cuma

POLİTİK MOLEKÜLER

Retorik enzimlerde beyhude serserilik, eşiklerimiz her geçen gün daha da kaygan. Yağmur sonrasının kokusu sinmiş tenlerimize sisli bir sonbahar sabahı. Böyle basit bir duygulanımın içinde kaybolmaktan korkamayan gölgelerimiz, uzadıkça güneş tutuluyor. Günler göçebe şehirlerin üzerine betonlar yağdırıyor. Neresinden tutsak yalnızlık duvarlarının, çatlıyor sızıyor içeri. Öfkelerimiz ehlileşiyor sağaltım adı altında. Hiçliğimiz fiyakadan öteye gitmiyor bu kaporta çağında. Canımız acıyor, siyah yutuyor gök kuşağını. Tabula Rasa'ymış, bize ait olmayanların altında ezilmemizin iz düşümü kimden sorulur bayım. Siz ki cenneti vadederken şeytanla sevişmelerinize tanık olduk. Arının bayım, Ege'de bir kasabaya yerleşin hiç olmadı. Gözleriniz kan çanağı, inandığınız Tanrının umurunda değilsiniz. Atılmış ve unutulmuş olmak bu kadar mı canınızı acıtıyor. Bir ödül mü istiyorsunuz ölümden. Tavsiye vermek şanımızda var. Çırılçıplak yüz bir nehirde mesela ataların gibi. Suyu, toprağı, ateşi hisset. Bu sabah bir amca ormanda bağırıyordu merhaba ağaçlar diye... bunu dene. Bir kere kelimenin tam anlamıyla delir. Muaf ol hayattan ki yaşam kıymetli olsun. Siz bayım bu ülkenin başına gelen en büyük seri katillerden birisiniz. Sizi romantize etmek gibi bir derdim asla yok. Çocukluğa duyduğum saygıdan, çocukluğunuza bile inmek istemiyorum. Keşke annenizin başı ağrısaydı o gece ve doğmasaydınız. 

5 Nisan 2023 Çarşamba

UÇAMIYORSAN DÜŞ NE OLACAK

Sahnesinde uyuya kaldığım filmler 

Kaldığı yerden devam etmekte düşümde

Sabah yapışır mı avuçlarıma

Sakarlık bâki tende

Sorular sorduran yılan başlılar

Elleriniz ateşi yutan

Sonsuzluğa üç nokta konur mu

Koydum boğazıma düğümlenen

Çarmıha çivileyen elleri lanetledim

Bağlanmalarım küp şekerli alyans 

Tek küp şeker bebeğim

Kolajladım seni tarihi geçmiş tüm mecmualarla

Solgun, asi, bölük pörçük

Bir bar klozetinde karşımda asılı duran resme ağladım

Siz hiç işerken ağladınız mı

Kana karıştı idrarım 

Hiç bu kadar üşümemiştim

Üstenciliğiniz bir benzin istasyonunda 

Otel askısında kaldı



21 Mart 2023 Salı

Sessizliğin Gürültülü Uçurumu

Bir kuşun koparılmış kafasında kaldı çocukluğum

O yüzden şırıngayla besledim onları

Ürkütülmüş gölgelerin yüksek uçuşları

Kim sevmedi seni bu kadar

Hangi vakitler silmeyi öğrendin 

Yeri, göğü, eğrileri, doğruları

Kim mühürledi seni çıkmaz bir otobanın sol şeridinde

Kanayan bir irin

Şehirler üstümüze yağdı

Sen algoritmadan ibaret 

Çürümüş kalplerimiz bir emoji

Sesleri emzikli yastıklarla savuşturan 

Seküler libinidal çocukluğum

Voodoo bebeklerine batırılan iğneler canımı yakıyor