Rüzgarın asıldığı
evler
Hışırtılar ve
tıkırtılar içinde
Ölülerin bataklık
izmleri
Önü ilikli
cübbelerin ceplerinde eller saklı
Burnu kanamış
mevsimlerin
Ki...
Mevsimler
buharlaşmış tende
Tamlandım sandım
beden çıkmazlarında
Bir elma ısırığında
zehirlendi kara orman
Kral yollarına
giden tren damıttı yalnızlığı
Çoklu evren,
distopik panjurlardan sızdı
Kanayan burnunu
izledim
Ölürken
izlenmenin doyumu
Yas tutuyorum
yaşadığıma
Öldüğüne değil
Bebeklerin siyah
beyaz kırmızı evreni
Yalancı emzikleri
söğürüyor
Anne sütünden
yoksun incir sütüne müptela
Taşın sırrı
elzem
Yağmurum suretinde
asıldı bir şemsiye
Sandıklar yutuyor
pusulaları
Sis çöktü güneş
görmeyen yerlere
Nadasa bırakıldı
yine kalpler
Sakin bir akşamüstü
yırtık bir fotoğrafta
Tamlandı imgelem
Düsturu italik
sarkaçlarla eşdeğer
Ne çok anlattı
yazar noktasız
Hangi sen ele
verecek kendini