Misketlerin hala bende, toprak ananın döl yatağında, acı içinde taşıyor onları kibele. Rüzgar gülüne her gece seyri sefer ediyorum. Hiçbir yerde yoksun, sadece renkli çemberimde duruyorsun. Onlara anı demeyeceğim hiçbir zaman, her gün biraz daha sen oluyorlar. Çünkü sanrı dedikleri ben oldum. En içten duygularım cehennemin kapısında yasaklandı. Bir avuç üzüm ve bir tutam tuzun uzağında kaldım. Yudumlarken arınmaktan korktum. Olimpus Tanrıları’nı selamlamaktan, gizlice kaçtım ve gizlice kaçırdım. Devranı döndürdüm farkında olamadan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder